Rüya takım olmak

Rüya takımda olmak bambaşkadır.

Çoğumuz bir ara olağanüstü işler yapan, başarılı ve keyif alarak çalışan üyelerin bir arada olduğu bir takım içinde yer almışızdır.

İster okulda, ister sosyal yaşamda, ister de iş hayatında olsun bu takım içinde insanlar birbirine güvenmiş, bireysel amaçlarının ötesinde ortak bir amaç için çalışmış, birbirilerinin fikirlerini genişletmiş, birinin eksik bıraktığını diğerleri tamamlamıştır.

Hatta spor, sanat veya iş hayatında diğerleri tarafından “rüya takım” olarak adlandırılmış örneklerine rastlamışızdır.

O keyifli takım içinde olduğumuz zamanları hatırladığımızda hâlâ gülümseriz ve o güzel duygular içimizi ısıtmaya devam eder. Ve bu güzel duyguyu, bir daha ve bir daha yaşamak isteriz. İnsan olarak sosyal bir varlığız. Diğerleri ile beraber olduğumuzda büyüyor, tamamlanıyor ve dahası olabiliyorsak büyük ödülü almış gibi hissetmiyor muyuz? Ne dersiniz?

Hatırlıyorum, iş hayatımın başındaydım. Böyle bir rüya takımın içine girmiştim. Yönetim ekibi birbirini destekliyor, birinin eksik bıraktığını diğeri nasıl tamamlarım diye hareket ederek destek oluyor. Suçlama hiç yok. Biz dili hakim. Nasıl daha iyi yaparız diye sağlıklı tartışmalar var. Tartışmalar yapıcı ve bana hiç kötü hissettirmiyor. Herkes birbirinden fikir alıyor. Deneyimli güçlü liderler var ama güç uygulanmıyor. Hiyerarşiye değil, kişinin koltuğuna değil, kişinin kendisine ve fikirlere saygı var. Güreş ata sporumuz da olsa, kimse diğerine üstünlük sağlamak için nasıl puan kazanırım, arkadan dolanır nasıl tuş ederim demiyor ☺️

Her bir ekip lideri bana ilham oluyor. Çok mutlu bir yıl geçiriyorum, öğreniyorum, öğrendikçe sorumluluklarım artıyor. İşe koşa koşa gidiyorum ve sonra…

Rüya bitiyor. Patron geri dönüyor sahaya. Direktifler başlıyor. Dedim olsun istiyor. Dinlemiyor, fikrinde ısrar ediyor. O ilham aldığım liderler bir bir ayrılıyor. Neden mi? “Madem her şeyi sen biliyorsun, burada bana gerek yok” diyor, başka diyarlarda rüya takımlar oluşturmaya gidiyorlar. Tat tuz kalmıyor ortamda. Gergin, endişeli, “bugün ne olacak acaba” düşünceleri ile işe gitmenin zor geldiği zamanlar başlıyor. Doğrudan patronla muhattabız ama bu durumu yönetebilecek tecrübemiz de yok.

Ben mi ne yapıyorum? Cv güncelliyorum hemen ve başvurulara başlıyorum. Kısa süre sonra başka bir işe geçiyorum.

O dönemde yükseliş döneminde olan, ürün gamına yeni ürünler katan, distribütörlükler alan eski şirketim yavaş yavaş tek bir alana sıkışıyor. Sonra da hiç o eski gücünü görmüyorum. Yani sözün özü “dahil etmezsen kişiyi, potansiyeli heba edersin” diyebilir miyiz?

Rüya takım formülü: Dahil et x potansiyeli keşfet x katılımı teşvik et veeee başarıyı katla 🥰